kızlar ve geç kaldığını sandığı hayatları
ne demiş Sylvia Plath "eğer düşünmeseydim çok daha mutlu olurdum"
geç kaldığımızı sandığımız anlar…
zihinlerimiz bazen bizi karşılarına düşmanlarıymışız gibi alıyor. bizimle alay edip hayata karşı en ufak bir umudumuz kalmayana kadar kalbimizle savaşıp duruyor. En mutlu anlarımızı hiçe sayıp canımızı yakan her bir ana, her bir düşünceye o kadar odaklanıyor ki sonunda karanlıktan, karamsarlıktan başka hiçbir şey görememeye başlıyoruz.
kalbimizin ritmiyle oynamaya başlıyor karamsarlık, henüz yirmili yaşlarda belki daha erken önce kalbimize sonra da dilimize bazı cümleler düşmeye başlıyor,
“geç kaldım.”
eğer siz de benim gibi -şu an öyle olmamak için çabalıyorum- elini attığı her şey kusursuz olana kadar bozup bozup baştan başlayan biriyseniz tıpkı oyunlardaki gibi tekrardan başlama seçeneği olmayan bu hayata karşı istemsiz olmaya başlıyorsunuz.
yeni bir şans aramaya itiliyorsunuz içinizdeki sesler tarafından. Belki yeni bir hayat aradığımız belki de başka bir şey, ama yok. Buradayız ve bu hayatı yaşayıp gideceğiz. Bildiğimiz kadarıyla ikinci bir şans yok bu dünyada, ikinci bir hayat yok. Hepimiz aynı yerden başladık bu hayata; annemizin karnından. Ama kimin yolu nerede ve ne zaman bitecek hiç kimsenin bunun hakkında bir fikri yok.
İşte bu yüzden hiçbirimiz hiçbir yere geç kalmadık.
Çünkü yolun uzunluğu hakkında en ufak bir fikrimiz yok.
Çünkü sadece bu ana sahibiz, öncesi ve sonrası bizim müdahale alanımızın dışında.
Eğer hala çok istediğin o gitarı çalamıyorsan bir kursa yazılmak için geç değil. İngilizceyi anlayıp konuşamıyorsan bunun için bir şeyler yapmaya başlayabilirsin, izlemediğin tonlarca dizi-film olabilir ama geç kalmadın. Belki boyun kadar okuma listen olabilir, olsun. GEÇ KALMADIN.
ne hayata ne de başka bir şeye geç kalmadın.
ben geç kalmadım
hiçbirimiz geç kalmadık
tek yapmamız gereken aşırı düşünüp bizi karşısına alan zihnimizin karanlık tarafını yok saymak, yeterince güçlendikten sonra da onu yok etmek.
hayat anlardan ve anılardan ibaret. anılarımız hakkında endişelenip anlarımızı mahvetmeye başlarsak geriye yaşanmamış bir hayatın harabesinin kalmasına da şaşmamalıyız. bu dünya bizim için dönmüyor olabilir ama biz öyle düşünmeye başlarsak dünya da artık bizim için dönmeye başlar. zaman bizim aleyhimize akar, hayat bizden yana olur.
sadece bazı anlarda düşünmeyi bir kenara bırakıp anı yaşarsak geç kalmadığımızın hatta tam zamanında o anda olduğumuzun farkına varabiliriz.